Sorunsuz bir sekilde albümleri indirmek isterseniz premium üyelik almaniz tavsiye edilir...

16 Nis 2013

Abdülhak Hamit Tarhan...

16621976_abdlhak-hamit-tarhan.gif

Abdülhak Hamit Tarhan (5 Subat, 1852, Istanbul - 12 Nisan 1937, Istanbul)

Abdülhak Hamit Tarhan2 Ocak 1852'de Istanbul'da dogdu. Hekimbasi Abdülhak Molla'nin torunu, taninmis tarihçi ve Tahran Büyükelçisi Hayrullah Bey'in oglu. Kisa süre Rumelihisar Rüsdiyesi'ne devam etti. Yanyali Tahsin Hoca ile Edremitli Bahaeddin Efendi'den özel dersler aldi. 1862'de 10 yasindayken agabeyi ile birlikte Paris'e babasinin yanina gitti. Bir süre Paris'te egitim gördükten sonra 1864'te Istanbul'a döndü. Yasinin küçüklügüne ragmen Bab-i Ali'de tercüme odasina katip olarak girdi. Bir yil sonra Tahran Büyükelçiligi'ne atanan babasiyla birlikte Iran'a gitti. Farsça ögrendi. Babasinin 1867'de ölümü üzerine Istanbul'a döndü. Maliye Mühimme Kalemi'ne girdi. Sûra-yi Devlet ve Sadaret kalemleri'nde çalisti. 1871'de Fatma Hanim'la evlendi.1876'da Paris Büyükelçiligi Ikinci Katipligi'ne atandi. 1878'de görevden alindi, iki yil açikta kaldi. 1881'de Gürcistan'da Poti, 1882'de Yunanistan'da Golos konsolosluklarina, 1883'te Bombay Baskonsoloslugu'na atandi. Bombay'dan gemiyle Istanbul'a dönerken ugradiklari Beyrut'ta esi Fatma Hanim'i kaybetti. Bu ölümün sarsintisiyla ünlü siiri Makberi yazdi. 1886'da Londra Büyükelçiligi Baskatipligi görevine getirildi. Londra'da Bayan Nelly ile evlendi. 1895'te Lahey'e elçi olarak gönderildi. Bir yil sonra Brüksel elçiligine getirildi. Nelly'nin 1911'de ölmesinden sonra Istanbul'da Cemile Hanim ile evlendi. Bu evlilik 20 gün sürdü. 1912'da Belçika asilli Lüsyen Hanim'la evlendi. Ayni yil görevden alininca Istanbul'a döndü. Meclis-i Âyan üyeligine getirildi. Istanbul'un 1920'de isgal edilmmesi üzerine Viyana'ya gitti. Sikinti içinde yasadi. Ankara Hükümeti yurda dönmesini sagladi. Cumhuriyet'in kurulusundan sonra kendisine maas baglandi. Istanbul Maçka Palas'ta bir daire verildi. 1928'de Istanbul Milletvekili seçildi ve ölünceye kadar milletvekili olarak kaldi. 12 Nisan 1937'de Istanbul'da öldü. Mezari Zincirlikuyu'da.

Siire 1870'lerde basladi. Ebüzziya Tevfik, Recaizade Mahmut Ekrem, Samipasazade Sezai, Namik Kemal gibi Tanzimat döneminin yeni edebiyatçilari arasinda yer aldi. Yurtdisi görevleri nedeniyle Bati edebiyatçilarini yakindan tanidi, onlarin etkisinde kaldi. Divan edebiyati nazim birimlerinin disina çikmayi denedi. Dize ve uyak düzeninde degisiklikler yapti. Divan siiri konularinin disina çikmayi denedi. Siirlerine günlük yasami, doga ve insan iliskilerini konu aldi. Lirik, epik ve felsefi siirler yazdi. Manzum tiyatro oyunlari da kaleme aldi. Ancak bunlar sahnelenmekten çok okunmasi amaciyla yazilmis oyunlardi. Yasadigi dönemde Türk edebiyatinin en büyük sairi sayildi ve Sair-i Âzam ya da Dahi-i Âzam unvani verildi.

Abdülhak Hamit Tarhan Eserleri

SIIR
Sahra (1879)
Ölü (1886)
Hacle (1886)
Bir Sefilenin Hasbihali (1886)
Bâlâ'dan Bir Ses (1911)
Validem (1913)
Ilham-i Vatan (1918)
Tayflar Geçidi (1919)
Ruhlar (1922)
Garâm (1923)

OYUN
Içli Kiz (1874)
Sabr ü Sebat (1875)
Duhter-i Hindu (1875)
Nazife yahut Feda-yi Hamiyet (1876, 1919)
Tarik yahut Endülüs Fethi (1879, 1970)
Esber (1880, 1945)
Zeynep (1908)
Macera-yi Ask (1910)
Ilhan (1913)
Tarhan (1916)
Finten (1918, 1964)
Ibn Musa (1919, 1928)
Yadigar-i Harb (1919)
Hakan (1935)


Makber...

Eyvah ne yer ne yar kaldi
Gönlüm dolu ah u zar kaldi

Simdi buradaydi gitti elden
Gitti ebede gelip ezelden

Ben gittim o haksar kaldi
Bir kösede tarumar kaldi

Baki o enisi dilden eyvah
Beyrutta bir mezar kaldi

Bildir bana nerde nerde Ya Rab
Kim atti beni bu derde Ya Rab

Nerde arayayim o dil rübayi
Kimden sorayim bi-nevayi

Derler ki unut o asnayi
Gitti tutarak reh-i bekayi

Sigsin mi hayale bu hakikat
Görsün mü gözüm bu macerayi

Sür'atle nasil da degisti halim
Almaz bunu havsalam hayalim.

Çik Fatima! lahdden kiyam et
Yadimdaki haline devam et

Ketm etme bu razi söyle bir söz
Ben isterim ah öyle bir söz

Güller gibi meyl-i ibtisam et
Dagi dile çare bul meram et

Bir tatli bakisla bir gülüsle
Eyyami hayatimi temam et

Makber mi nedir su gördügüm yer
Ya böyle reva mi ey cay-i dilber.
   

Elveda Diyemedik...
Yildizsiz bir geceydi
Bir dag çiçegi gibi simdiden hasretteydim
sürgündüm çok uzaklardaydim,
Ve gözlerindi sürgün sebebim..
Çok çabuk çekildin hayatimdan
Kaderle el eleydin,
Bense kederle sarhos...
Yarim kalmisti hikayemiz
Göçmen kuslari gibi gelip geçtin bu sehirden
Belkide hayatimdan
Duymadin haykirisimi, acilarimi,
Benimsin sanmistim uçtun avuçlarimdan
Tutamadim, gitmede diyemedim
Olamadin bir yildizin kayisi kadar hayatimda
Zaman çok kisaydi bizim için
Yetmedi gözlerimizden yasi silecek kadar
Nede elveda diyebilecek kadar...

Abdulhak Hamit Tarhan

Içimde Sen...

Nihal'e

Yine gece, yine hüzün
Ve yine içimde sen
Ve yine biliyor musun
Içimde sen olunca hüzün de güzel...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ë