Sorunsuz bir sekilde albümleri indirmek isterseniz premium üyelik almaniz tavsiye edilir...

16 Nis 2013

Servet-i Fünûn Hikâyeciligi

Servet-i Fünûn (Edebiyat-i Cedide) Döneminde Hikâye ve Roman
Servet-i Fünûn Hikâyeciligi

Servet-i Fünûn döneminde hikâyede büyük gelisme yasanir. Tanzimat'la edebiyatimiza giren hikâyenin olgun örnekleri bu dönemde verilir. Siirde oldugu gibi hikâyede de bireysel konular islenir. Servet-i Fünûn neslinin içe dönük, karamsar bakisi bu hikâyelere de sinmistir. Kimi hikâyelerde istanbul disinda geçen olaylara de yer verilmekle birlikte hikâyelerde mekân genellikle Istanbul'dur. Yazarlar realizmin etkisiyle yazdiklari hikâyelerde yasadiklari dönemi islemislerdir.

Tanzimat ve Servet-i Fünûn Hikâyeciliginin Karsilastirilmasi

Tanzimat yazarlari hikâyelerde sosyal yarar amaçlamistir. Bu açidan hikâyelerde evlilik sorunlari, gelenek ve töre, batil inançlar, esaret, yanlis Batililasma islenmis, mekan ihmal edilmistir. Edebiyat-i Cedîde döneminde yazarlar, yapitlarinda bireysel duygulari islemisler; ask, kadin, evlilik, tabiat, yalnizlik, hayal-hakikat çatismasindan kaynaklanan ümitsizlik, asiri melankoli, hastalik, karamsar bir bakis açisi gibi bireysel konulara yer vermislerdir. Bu dönem hikâyelerinde sanatçi ruhlu, piyano çalan, yabanci dil bilen kadinlar; sevdali, ince ruhlu âsiklar, Batili tipler görülür. Mekan Istanbul'dur.

Tanzimat hikâyelerinde dil, biraz daha sadedir. Cümleler kisa, açik ve anlasilir özelliktedir. Çünkü bu dönemde düsünce öne çikmis, özentili anlatim arka plana itilmistir. Servet-i Fünûn yazarlari, Sanat, sanat içindir. görüsünü benimsemistir. Bu nedenle onlarin hikâyelerinde dil, süslü ve sanatlidir. Eski sözcükler siklikla kullanilir. Dilde sanat kaygisi agir basar. Ancak bu dil, romanlara göre daha sadedir.

Tanzimat yazarlari Fransiz edebiyatindan etkilenseler de Dogu öyküleme geleneginden kurtulamamistir. Bu nedenle Tanzimat hikâyelerinde yapi, Batili olsa da iç kurgu ve anlatim Dogulu özellikler tasir. Olay ön plandadir. Kisiler siliktir. Hikâyelerde romantizmin etkisi açikça hissedilir. Samipasazade Sezai ile birlikte hikâyelerde realizmin etkisi görülmeye baslar. Servet-i Fünûn döneminde ise geleneksel hikâye tamamen birakilir, Batili tarzda hikâyeler yazilmaya baslanir. Realizmin etkisiyle gerçekçi hayat sahneleri, sosyal yasamdan kesitler hikâyelerde yansitilir. Olay yerine kisilere, onlarin ruhsal durumlarina agirlik verilir. Bu nedenle yazarlar, öykülerindeki kisileri yasadigi toplumdan, kendi çevrelerinden seçmislerdir.

Servet-i Fünûn edebiyatinin en önemli hikayecisi Halit Ziya Usakligil'dir. Sanatçinin hikâyeleri, anlatim ve teknik özellikler bakimindan romanlariyla ayni çizgidedir. Çok kuvvetli iç ve dis gözlem yetenegi olan yazar, hikâyelerini rahat yazar. Bu bakimindan, onun hikâyeleri romanlarina oranla daha dogaldir. Hikâyeleri üslup bakimindan daha zengin, lirizmle iç içedir. Yazarin hikâyelerindeki dili, romanlarindan daha sadedir. Hikâyelerinin konulari millî ve yereldir. Hikâyelerinde halktan kisilere yer verir. Kimi hikâyelerinde mekan olarak Anadolu da yerini almistir. Mahalleye Mevkuf, Dilhos Dadi, Raife Molla, Altin Nine, Keklik Ismail, Kar Yagarken, Ali'nin Arabasi gibi hikâyeleri millî ve mahallî özellikler tasir.

Halit Ziya'nin belli basli hikâyeleri sunlardir Bir Muhtiranin Son Yapraklari, Bir Izdivacin Tarih-i Muasakasi, Heyhat, Solgun Demet, Sepette Bulunmus, Bir Hikâye-i Sevda, Hepsinden Aci, Onu Beklerken, Aska Dair, Ihtiyar Dost, Kadin Pençesi, Izmir Hikâyeleri, Bir Sir'i Hayal

Halit Ziya'dan sonra Servet-i Fünûn toplulugunun bir diger hikayecisi Mehmet Rauf'tur. O, hikâyelerinde ask konusunu islemistir.

Servet-i Fünûn Romaninin Dil ve Anlatim Özellikleri

Tanzimat'la baslayan Türk romani, Servet-i Fünûn döneminde Namik Kemal'in açtigi sanatkârane üslup ile gelisimini devam ettirmistir. Bu dönemde roman, gerek üslup gerekse teknik bakimdan önceki döneme göre büyük gelisim göstermistir. Romanda Tanzimatçilarda görülen kurgu hatalari, üslup eksiklikleri, acemilikler Servet-i Fünûn döneminde kaybolmustur. Roman teknigi modern ve saglamdir. Olaylarin örgüsü, islenisi ve konusmalar basarili biçimde verilmistir. Yazarlar, eserde kisiligini gizlemistir. Batili anlamda Türk romani bu dönemde yazilir.

Servet-i Fünûncular, Tanzimat'la baslayan dilde sadelik anlayisindan uzak durmus, aydin kesim için süslü ve sanatli bir dille eserler vermistir. Onlar estetige önem vermis, bu da beraberinde dil zenginligini getirmistir. Ancak sanatkârane üslup anlayisi eserlerde kullanilan dilin kimi zaman anlasilmaz hâle gelmesine neden olmustur. Sanatçilar duygu ve düsüncelerini anlatmak

için Arapçadan, Farsçadan, Bati edebiyatindan sözcük ve tamlamalar kullanmislardir. Bati edebiyatinin etkisiyle kisa cümleler kurmaya özen göstermislerdir. Yazilarda Fransiz cümle yapisinin etkisi vardir. Söz diziminde yenilikler yapmislar; kesik cümleler kullanmislar, sifatlari ismin sonunda kullanmislar, fiilsiz cümleler olusturmuslar, ve baglacina, ah ve oh gibi ünlemlere cümlelerde bol bol yer vermislerdir.
Servet-i Fünûn Romaninin TemaKonu Özellikleri

Tanzimat sanatçilari devrin kosullari geregi disa dönük sosyal yazarlardir. Yapitlarinda isledikleri konular da yanlis Batililasma, görücü usulüyle evlenme, esaret (kölelik) gibi sosyal konulardir. Servet-i Fünûn sanatçilari ise yasadiklari dönemdeki siyasal baskilar ve sansür nedeniyle bireysel konulara yönelmistir. Bunun sonucu olarak sosyal içerikli temalardan uzak durmuslar; eserlerinde hayâl-hakikat çatismasi, basarisiz asklar, karamsarlik gibi bireysel temalara yönelmislerdir.

Yazar yasadigi toplumdan bagimsiz degildir. Onun, yasadigi toplumun uzak bir sekilde eser vermesi olanaksizdir. Bu açidan her tema yazildigi dönemin zihniyetini, sosyal ve kültürel durumlarini yansitir. Kisacasi yasamin gerçegi ile romanin gerçegi birbiriyle örtüsmez; ancak roman gerçek yasamdan, içinde yasadigi toplumsal, ekonomik ve kültürel ortamdan etkilenir. Üretildigi toplumun yansimalarini içerir. Mai ve Siyah'ta romanin yazildigi dönemin basin hayati, Ask-i Memnu'da Beyoglundaki yasam, eglence merkezleri yer alir. Servet-i Fünûn romaninda, konular Istanbul'daki seçkin kisilerin yasamindan, özellikle Batili çevrelerden alinir. Hayal kirikligi, üzüntü ve basarisiz asklar romanlara konu olur.
Servet-i Fünûn ile Tanzimat Romaninin Karsilastirilmasi

Tanzimat Dönemi'nde yazarlar roman türünün ilk örneklerini vermistir. Bu dönemde yazarlar, romanda belli bir gelismeyi degil, Dogu ve Bati kültürünü birbirine katarak sosyal yarari gözetmistir. Halka seslenebilmek için yazmis, bu yolda meddah agzini kullanmis, ögreticiligi amaçlamistir. Bu açidan Tanzimat romanlari teknik olarak kusurlu; ama bu türü yaygin hâle getirmesi açisindan önemlidir. Yazarlar, romanlarinda halki göz önünde bulundurmus, görüsleriyle kahramanlari üzerinde etkili olmus, romanlarinin olay akisini sik sik keserek okura bilgiler vermistir. Edebiyatimizda Batili anlamda esas roman, Servet-i Fünûn'la baslar. Servet-i Fünûncular realist ve natüralist yazarlari, psikolojik roman çigirini açan yazarlari ve onlarin roman anlayislarini örnek almislardir. Toplumsal yarar içeren sosyal konular (cariyelik, görücü usulüyle evlilik, köle ticareti, yanlis Batililasma vs.) gitmis, kisisel konular, özellikle ask konusu romanlara hakim olmustur.

Tanzimat romanlarinda kisilerin psikolojik çatismalarina çok az yer verildigini, yazarlarin görüslerinin roman kahramanlari üzerinde etkili oldugunu, romanlarda gösterme teknigi yerine öykülemenin agir bastigini önceki ünitemizde islemistik. Bu dönem roman yazarlari daha çok, Dogu edebiyatinin etkisindedir. Tanzimat Dönemi romanlarinda ne canli bir psikoloji ne karakter ne de gerçekçi yasam sahneleri vardir. Bu nedenle yazarlar, tasvir ve tahlilde basarili olamamislardir.

Romanlarda agirlikli olarak kisilerin yasami ve salon hayati islenir. Kisilerin ruh çözümlemelerine, tabiat ve çevre betimlemelerine özen gösterilir. Roman kisileri, romantik yönleri olmakla birlikte genellikle modern yasamin içinden, egitimli, bazen hirsli, bazen isyankar, gelenegin kaliplarini kiran, ümitle bunalim arasi gelgitler yasayan gerçekçi kisilerdir. Bu kisiler karamsar tipler, çapkin ve macera pesinde olanlar, zengin ve Avrupali tipler olarak siniflandirilabilir.

Yazarlar kahramanlarini psikolojik gerçekliklere uygun olarak serbest birakir, okuru, taraf tutmadan kahramanlari anlama ve çözümlemeye yönlendirir. Bunun yaninda yazarlar, romanlarda Bati tarzi hayati ve kahramanlari islemisler, sosyal yasamdan da kuvvetli tiplere ve sahnelere de yer vermislerdir. Örnegin Halit Ziya'nin Mai ve Siyah romanindaki Ahmet Cemil, Ask-i Memnu'daki Firdevs Hanim, Nihal ve Bihter, o devir Istanbul'unda yasamis toplumdan kisilerdir.

Tanzimatta sade dile yönelim vardir. Sinasi ile baslayan dilde sadelesmeyi Ahmet Mithat, uygulamaya çalisir. Fakat özentisiz cümleler kurdugu için bunda basarili olamaz. Samipasazâde Sezai dilde sadelesmeyi savunmakla birlikte sanatli söz söyleme aliskanligindan bütünüyle kurtulamaz. Bu konuda Nabizade Nazim daha basarilidir. Servet-i Fünûn roman ve öykülerinde ise sade dil anlayisi bir kenara birakilmis, son derece süslü ve sanatli, arapça ve farsça sözcüklerle yüklü bir dil kullanilmistir.
Servet-i Fünûn Romancilarinin Etkilendigi Akimlar

Roman, temsil ettigi akima göre romantik roman, natüralist roman, realist roman; konusuna göre ask romani, toplumsal roman, polisiye roman, macera romani gibi isimler alir. Servet-i Fünûn yazarlari, yakindan takip ettikleri Fransiz yazarlarin etkisiyle realist roman anlayisini benimsemislerdir. Realist romanlar olaylari kisi ve çevreyi gerçekçi bir sekilde anlatir. Yazarlar kendi duygu ve düsüncelerini esere yansitmazlar. Olaylar ve kisiler karsisinda tarafsiz kalirlar. Realist romanlarda eserin üslubu yapmaciksizdir. Servet-i Fünûn yazarlari, romanda realist ve natüralist yazarlari örnek almislardir. Realist romanda gözlem ve arastirma ön planda, his ve hayal unsurlari ise ikinci plandadir. Realist romanlarda gerçekler, görülenler ve incelemelerin ortaya koydugu sonuçlar önemlidir. Gözlem önemlidir. Yazarlar gerçege uygun çevre betimlemeleri yapmistir. Bu dönem romancilari, esere kendi duygu, düsünce ve hayallerini karistirmaz, kisiligini gizler. Bunun için de olaylari, kisileri iç ve dis özellikleriyle, psikolojik yönleriyle objektif bir sekilde anlatir. Dil ve üslup olaya ve olayin kahramaninin kisiligine uygun olarak kullanilir. Natüralist romanlarda bilime ve arastirmaya daha çok önem verilir. Natüralistler gerçege baglilikta ve sosyal meseleleri arastirmada realistlerden çok daha fazla bilimsel metodlara baglidir. Toplumu âdeta bir laboratuvar olarak düsünürler ve eserlerini bu laboratuvar içinde, bilimsel verilere bagli kalarak yazarlar. Servet-i Fünûn yazarlarinin romanlarinda realizm belirgindir. Sanat sanat içindir anlayisindan hareketle sanatçilar dil ve anlatima önem vermislerdir.

Servet-i Fünûn Romancilari

Bu dönemin romancilari Halit Ziya Usakligil, Mehmet Rauf ve Hüseyin Cahit Yalçin'dir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ë